nasılsın
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
nasılsın


 
AnasayfaAnasayfa  kapıkapı  GaleriGaleri  AramaArama  Latest imagesLatest images  Giriş yapGiriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  

******'ün İlke ve İnkılapları

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
FLORA
admin
admin
FLORA


Yaş : 40 Kayıt tarihi : 01/06/08 Mesaj Sayısı : 621 Nerden : istanbul İş/Hobiler : çoook Lakap : geveze

Atatürk'ün İlke ve İnkılapları Vide
MesajKonu: ******'ün İlke ve İnkılapları Atatürk'ün İlke ve İnkılapları EmptyPerş. Haz. 19, 2008 12:00 pm

Cumhuriyetçilik
******'ün hayatı boyunca inandığı ve aşama aşama ulaştığı cumhuriyet, daha sonraki devrimlerin gerçekleşme koşulunu da yaratmıştır. Yani ******'ün düşüncesinde cumhuriyet, padişahlığı yıkan ve yerine geçen, siyasal işlevi dışında, yeni Türkiye'yi oluşturacak bir dizi devrimlerinde gerçekleştirileceği, toplumsal yanı ile de yer tutmaktadır.

"Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz devrimlerin amacı, Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamıyla çağdaş ve bütün anlam ve biçimiyle uygar bir toplum haline getirmektir. Devrimlerimizin asıl ilkesi budur"

****** "Her terakkinin ve kuruluşun anası hürriyettir" derken cumhuriyeti özgürlük ilkesine dayandırmaktadır. Bu ilke siyasal anlamda karşılığını demokrasi olarak bulmakta ve cumhuriyetin esas unsurlarından birini oluşturmaktadır.

****** "Özgürlüğün de, adaletin de dayanak noktası ulusal egemenliktir" diyerek cumhuriyetin esas unsurlarından ulusal egemenlik ilkesini belirlemektedir. ******'ün ulusal egemenlik ve demokrasi ilkelerine dayandırdığı cumhuriyet düzenine ilişkin düşüncesini en özlü biçimde şu cümlede görebiliriz:
"Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. İcra kudreti, tesri-i selahiyeti milletin yegane mümessili olan mecliste tecelli ve temerküz etmiştir. Bu iki kelimeyi bir kelimede hülasa etmek kâbildir: Cumhuriyet".

Laiklik
Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki batılılaşma hareketleri sırasında aydın kesimde beliren; din işleri ile devlet işlerinin ayrı tutulması, biçiminde özetlenebilecek laik anlayışı, bu hareketlerle ilgilenen ******'ü de etkilemiştir. Bunun üzerine ****** din olgusunu çağdaş bir anlayışla belirlemiştir.

"Din bir vicdan sorunudur. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karsı değiliz. Biz sadece, din işlerini devlet ve ulus işleriyle karıştırmamaya çalışıyoruz."

Türkiye Cumhuriyeti'nde herkes, Allah'ına istediği gibi ibadet eder. Hiç kimseye dini fikirlerinden dolayı, bir şey yapılamaz. Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi dini yoktur.

"Din ve mezhep, herkesin vicdanına kalmış bir iştir. Hiç kimse, hiç bir kimseyi ne bir din, ne de bir mezhep kabulüne zorlayabilir. Din ve mezhep, hiç bir zaman, siyaset aracı olarak kullanılamaz.

Ancak laik devlet uygulaması, Türkiye'de bir çok tartışmalara, çok defa yanlış anlaşılıp yanlış yorumlamalara konu olmuştur. Bilerek ya da bilmeyerek, bilinçli ya da bilinçsiz ******'e ve ******çülüğe hep bu çizgiden saldırılmıştır. Bu nedenle de laiklik ve laik devlet düzeni, Türkiye'mizde geç ve güç anlaşılan ve en zor benimsenen devrim olmuştur. Ve hatta halen bazı kendini bilmez şahıslar, saldırılarına devam etmekte ve dini siyasi amaçla kullanmaya çalışmaktadırlar.

Milliyetçilik
Bu ilkenin de kökeni Osmanlı imparatorluğunun son dönemlerinde ortaya çıkan batılılaşma hareketlerine dayanır. Bu hareketlere tepki olarak beliren Milliyetçilik düşüncesinin aydın kesimdeki savunucuları arasında Mustafa Kemal'de vardı. Özellikle, Namık Kemal, Mehmet Emin Yurdakul, Ziya Gökalp gibi yazarların düşüncelerini benimseyen ******'ün, tarihsel gerçeklerden kaynaklanan şu sözleri o dönemi yansıtır. "Özellikle bizim ulusumuz, ulusal anlayışa sırt çevirmenin çok acı cezalarını gördü. Osmanlı İmparatorluğu içindeki çeşitli topluluklar, hep ulusal ilkelere sarılarak, ulusçu ilkenin gücüne dayanarak kendilerini kurtardılar. Biz ne olduğumuzu sopa ile içlerinden kovulunca anladık. Gücümüzü yitirdiğimiz anda, bizi aşağıladılar, küçük gördüler. Anladık ki, suçumuz kendimizi unutmamızmış."

******'ün Milliyetçilik ilkesi ulusal kişilik ve benlik duygusunun ifadesidir. Bir ulusun diğer uluslara bakarak, doğal ve kazanılmış özel karakterlere sahip olması, diğer uluslardan farklı bir varlık meydana getirmesi, genellikle onlardan ayrı olarak onlara paralel gelişmeye çalışması anlayışına milliyetçilik ilkesi denir.

"Türk ulusunun yönetiminde ve korunmasında, ulusal birlik, ulusal duygu, ulusal kültür en yüksekte göz diktiğimiz ülküdür" derken de ön plana çıkarılan Ulus kavramıdır. Bu kavram her koşulda vurgulanmış, tüm eylemlerde ulus dayanak alınarak, sonuç-başarı ulusa mal edilmiş, odak noktası olarak "Ulus" kavramı benimsenmiştir.

******'ün Milliyetçiliği aynı zamanda geniş bir hoşgörüye de sahiptir.

"Gerçi, bize ulusçu derler ama biz öyle ulusçularız ki bizimle işbirliği yapan tüm uluslara saygı gösteririz. Onların bütün ulusal gereklerini tanırız. Bizim ulusçuluğumuz, herhalde, bencil ve kendini beğenmiş bir ulusçuluk değildir.

Halkçılık
Kurtuluş Savaşı, ulusal niteliği gereği, tek bir sınıfa ya da gruba dayanmayıp, toplumun tüm kesimlerini içine alan geniş ittifakın ürünü olarak kazanılmıştır. Bu nedenle ******'ün halkçılık ilkesi kaynağını kurtuluş mücadelesinde bulmuştur.

"Bizim halkımız, yararları birbirinden ayrılır sınıflar halinde değil, tersine varlığı ve gayretleri birbirine gerekli olan sınıflardan oluşur. Bu dakikada dinleyenlerim, çiftçilerdir, sanatkarlardır, tüccarlardır ve işçilerdir. Bunların hangisi, ötekisinin karşısında olabilir. Çiftçilerin, sanatkarlara; sanatkarların çiftçilere ve çiftçinin, tüccara ve bunların hepsinin, ötekine ve işçiye ihtiyacı olduğunu kim yalanlayabilir?"

Halkçılık; cumhuriyetçilik ilkesinin içerdiği demokratik özgürlükçü, çoğulcu yönetimin yasalardaki bir hak olmaktan çıkarılıp, işlerliğe kavuşturulmasını; yönetimde, siyasada, kalkınmada, gelirlerin dağılımında, devlet ve ulus imkanlarının kullanılmasında halk yararının gözetilmesini amaçlar. Bu amaç doğrultusunda devleti, önlemler almak, yasalar çıkarmak, düzenlemelere gitmek, engelleri ortadan kaldırmakla görevli kılar."

Devletçilik
Türkiye'nin ekonomik konulara ilişkin sorunlarını düzenlemek amacıyla 17.2.1923 tarihinde toplanan İzmir İktisat Kongresi'nde açılış konuşmasını yapan M. Kemal; ülkenin imparatorluk döneminden devraldığı sorunları ve çözüm aşamasındaki dikkate alınacak ilkeleri belirlerken, ulusun tüm bireylerinin ve olanaklarının kalkınma için, bir program çerçevesinde seferber edilmesi gerektiğini vurgulamıştır.

Ekonomik kalkınmayı, çok kısa zamanda kalkınmayı öngören ****** buna uygun olarak Devletçilik ilkesini benimsemiştir. Bu takdirde karşı karşıya kalınacak güçlük şudur: "Devletle bireyin karşılıklı faaliyet alanlarını ayırmak..." İlke olarak devlet, bireyin yerini almamalıdır. Fakat bireyin gelişmesi için, genel şartları göz önünde bulundurmalıdır. Bir de bireyin kişisel faaliyeti, ekonomik kalkınmanın asıl kaynağı olarak kalmalıdır...

Devletle birey, birbirine karşı değil, birbirinin tamamlayıcısıdır." Devletçilik ülkenin içinde bulunduğu koşullar nedeniyle zorunlu bir gereksinimdir. Başarılı olması için akılcı ve özverili bir çalışma gerekliydi. Özellikle Birinci ve İkinci Sanayi Planları, uygulamada önemli yatırımların gerçekleştirilmesini sağladı."

Bizim izlemeyi uygun gördüğümüz devletçilik kişisel gayret ve faaliyeti esas tutmakla beraber, mümkün olduğu kadar az zaman içinde, ulusu refaha ve ülkeyi bayındırlığa eriştirebilmek için, ulusun genel ve yüksek yararlarının gerektirdiği işlerde özellikle ekonomik alanda, devleti doğrudan ilgili kılmaktır."

Devletçilik ilkesi Türkiye'nin ihtiyaçlarından doğmuş ve o dönem için Türkiye'ye özgü bir sistem olup, devletle bireyin birbirine karşı değil, birbirini bütünleyici olması nedeniyle de dönemindeki ekonomik sistemlerden ayrılmaktadır.

Devrimcilik
İki yönlü işleve sahip olan Devrimcilik, mevcut durumu saptayacı; yani laik, devletçi, milliyetçi, halkçı Türkiye Cumhuriyeti'nde, bu özelliklerin korunmasını öngörüyordu. Geriye dönüş yollarını kapatan bu işlevin yanı sıra; temel ilkeler doğrultusunda çağdaş gelişmelere uygun olarak daha da ileriye ulaşmayı amaçlıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://nasil.yetkin-forum.com

******'ün İlke ve İnkılapları

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
nasılsın :: KÜLTÜR & SANAT :: Mustafa Kemal ****** -
- - ArabaYeni bir forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar